İran Halıları
İran denince aklımıza ilk gelenlerden biridir İran Halıları. İran için halı, ülkenin kültürel zenginliğinin parçası olmanın yanı sıra ekonomide de önemli bir yer tutmaktadır. İran bugün dünya el halısı ihracatında her ne kadar birincilik tahtını Çin ve Hindistan’a kaptırmış olsa da hala dünyanın kabul ettiği en kıymetli halılar, İran el halılarıdır.
Yazılı kaynaklar İran’da halı kültürünün başlangıcını milattan önce 539 yılına kadar götürmektedir.
Tarihteki ilk insan hakları bildirgesi olarak kabul edilen Büyük Silindiri hazırlatan, birinci Pers İmparatorluğu olarak kabul edilen Ahameniş imparatorluğunun kurucusu, Güneybatı Asya’nın neredeyse tamamını ele geçirmiş Büyük Kiros, M.Ö 539 yılında Babil’i fethettiğinde saraydaki halılara hayran kalmış ve bu el sanatının ülkesinde yayılması konusunda direktifler vermiştir. Her ne kadar Kiros öncesi göçebe İran kabilelerinde Türklerden öykünerek yerleri kaplamak adına çeşitli el halısı dokumaları yapıldığı bilinse de bu el sanatının İran bölgesine yayılmasında Kiros önemli bir paya sahiptir.
Yazılı kaynaklar, Büyük Kiros’un sarayının Babil’in fethinden sonra bir çok halıyla süslendiğini anlatır. Hatta ölümü sonrası Persopolis’e çok yakın Pasargade şehrinde kendisi için yapılan anıt mezarın uzun bir süre kıymetli halılarla kaplı kaldığı belirtilmektedir.
Çin tarihi belgelerinde, İran topraklarında M.S. 224 ile 641 yıllarında hüküm süren ikinci Pers imparatorluğu Sasani Devleti’nde halı konusunda ne kadar nadide parçalar dokunduğundan bahsedilmektedir. Bu bilgilere paralel olarak 628 yılında Sasani başkenti Tizpon’u ( Medayin ) ele geçiren Bizans imparatoru Heraklius’un Constantinopolis’e dönüşünde yüzlerce halıyı ganimet olarak getirdiğinden bahsedilir. Gene yazılı islam kaynakları Hz. Ömer döneminde Tizpon’u ele geçirerek Sasani hanedanlığına son veren Müslüman Arap ordularının Sasani sarayından ganimet olarak Bahar-ı Hüsrev ya da Baharistan adında tüm zamanların en kıymetli halısı kabul edilen, altın gümüş ve mücevherlerle süslü İran halısını ganimet olarak aldıklarını anlatır. Hatta bu halı o kadar kıymetlidir ki bu müthiş ganimeti dağıtırken adaletli olmak adına küçük parçalara bölünerek savaş gazilerine verilmiştir.
Arapların Sasani imparatorluğunu yıkarken ele geçirdikleri halılar hayatlarında o kadar büyük etki yaratmıştır ki iç mekânlarda kullandıkları hasır ve keçe yerini kısa sürede bir asalet göstergesi olarak halı kullanımına bırakmıştır.
Büyük Selçuklu İmparatorluğunun 1051 yılında İran sınırlarında başlayan hâkimiyeti İran halı sanatı için bir dönüm noktası olmuştur. Selçuklu kadınlarından Türklere has dayanıklı çift düğüm tekniğini öğrenen İran Azerbaycanı ve Hamedan bölgeleri günümüzde hala İran zarafeti ve Türk dayanıklılığı ile dokunan muhteşem halılar üretmektedirler.
Ülkeyi 1220 ile 1449 yılları arasında kasıp kavuran Moğol istilası tüm yapıları yerle bir etse de halı dokuma tezgâhlarına zarar vermeyerek bu sanatın devam edebilmesinde önemli bir role sahiptir.
İran halı dokuma sanatı tarihindeki en parlak dönemi 16. Yüzyılda Safevi hanedanı döneminde yaşamıştır. Günümüzde birçok müzenin koleksiyonunu süsleyen 1500’den fazla halı bu dönemin en önemli temsilcileridir. Safavilerin ticaret ve sanatta en parlak dönemleri olan Şah Abbas döneminde, halı dokuma, hem teşvik edilmiş hem de Kraliyet Halı Dokuma Atölyeleri kurulmuştur. Özellikle İsfahanda kurulan atölyelerde ipek ipliğin yanında altın ve gümüş iplik kullanımı başlamış muhteşem örnekler üretilmiştir. Örneğin Safevi krallarının taç giyme töreni için dokunan halı Kopenhag’daki Rosenborgh şatosunun zeminini süslemektedir. Aynı dönemde Avrupa’daki büyük aileler ve çeşitli Krallıklar için dokunan halılardan günümüze kalanlardan çoğu klasik motiflerin yanında değişik armalarda içermektedir.
İsfahan atölyeleri Şah Abbas sonrası günümüzde de üretime devam etmektedir. İranın dünyaca ünlü Seirafian ve Davari gibi atölyeleri İsfahan’dadır.
Günümüzde üretimi devam eden bazı İran halıları nın özellikleri şu şekildedir:
İsfahan ile Şiraz’ın arasındaki Abadeh bölgesindeki atölyelerde günümüzün en dayanıklı yün halıları yapılır. Bu bölgenin halılarının motifleri son yıllarda ortada bir kaç altıgen madalyonun etrafında dokunan küçük kuş ve çiçek motifleriyle özdeşleşmiştir. Renkler kırmızı ve kızıl kahverengi ile mavinin kombinasyonundan oluşur.
Orta İran’da Kaşan bölgesinde yapılan halılar genelde İpek’ten, büyük özenle dokunmuştur. Santimetre karede 10-14 düğüm olan bu halıların en önemli özelliği orta madalyonlarıdır.
İran’ın güneydoğusu Kirman bölgesinde dokunan halılar genelde kuzu yününden yüksek havlı olarak dokunmuştur. Kalın yün ip kullanılmasına rağmen çok sıkı dokunan bu halılarda şark deseni dediğimiz tamamen karışık çiçek ve minik motifler kullanılmıştır.
Kirman bölgesi civarı yaşayan yarı göçebe topluluk Afşarların dokuduğu halılar ise yünden ve geometrik desenlidir. Bu halıların en önemli özelliği yüksek havlı olmaları ve çok sıkı dokunmamış olmalarıdır.
Herat halıları ince ipten sıkı dokunmuş ince uzun halılardır. Dokunuşu çok yumuşaktır ve renkleri parlaktır. Zemin koyu kırmızı veya mavidir. Hurma ve armut desenleri daha sık kullanılır.
Hazar Denizi kıyısındaki Erdebil bölgesinde ise geometrik desenli ama sıkı dokunmuş halılar üretilir. Göçebe motifleri ağırlıkta olan bu İran halıları Londra’da bulunan Victoria ve Albert Sanat müzesinde bulunan bir örneği sayesinde Avrupa’da oldukça tanınmaktadır.
Zagros dağlarında Bahtiyari göçebe köylerinde yapılan yün halılar İran’ın en dayanıklı halıları olarak bilinir. Çok sıkı dokunan bu halılarda bahçe desenleri kullanılmıştır.
İran’ın Afganistan sınırından küçük köylerden gelen kahverengi veya koyu renkli, genelde hayat ağacı stilize edilen halılara Baluş ismi verilir. Bu halılarda bazen kenarlarda yıpranmayı önlemek için kilim ve bez parçaları kullanılmıştır.
Bidjar halıları İran’ın batısındaki kürt bölgesinden gelir. En önemli özellikleri Türk çift düğümle dokunmuş olmalarıdır. Renkler pastel ve bej ağırlıklıdır. Motifler genelde bahçe ve çiçek motifleridir.
İran’ın güneybatısındaki Kaşkay göçebeleri tarafından yapılan Gabbeh halılarındaki özellik motif olmamasıdır. Bir kaç renk ya da tek renkte olabilen bu halılar renkli iplikle motifsiz dokunur. Zaten Gabbeh Farsça, sade, doğal demektir.
Aynı bölgede yerleşik Kaşkaylar tarafından yapılan halılar ve kilimlerde ise bazen tek bir hayvan ya da insan motifine rastlanabilmektedir.
Tahran’a çok yakın dini başkentlerden Kum şehri son yıllarda ipek halı dokumacılığı ile adını duyurmaya başlamıştır. Kurulan atölyelerde oldukça ince ipek İran halıları, bahçe ve çiçek figürleriyle, bazen de küçük hayvan ve insan figürleriyle dokunmaktadır.
Hamedan bölgesinde üretilen yün pamuk karışımı halılar hem geometrik hem çiçekli bahçe motifleri içerebilmektedir. En önemli ayırt edici özellikleri dar ve uzun olmalarıdır.
Yine Hamedan bölgesinde üretilen Nihavend halıları İran’da en kolay bulabileceğiniz halılardır. Bölgedeki atölyeler çok üretkendir. Halılarda çiçekli madalyonların yanı sora bordürlerde çiçeklidir. Ağırlıklı renk kızıl ve aralara serpiştirilmiş bejdir.
Heriz bölgesi halıları büyük boy üretilen ortasında tek bir madalyon olan geometrik desenli halılardır ve ayırt etmesi parçalı geometrik büyük madalyonlar sayesinde çok kolaydır.
Senneh bölgesi İran’ın Kürt bölgesindedir ve geometrik desenli halıların yanı sıra bölgede İran’ın en iyi kalite kilimleri üretilir.
Şiraz bölgesi halılarının motifleri basittir ve çok sıkı dokunmaz renk ağırlıklı olarak kırmızı tonlarıdır.
İran’da Azerilerin yaşadığı Tebriz’de üretilen halılardaki motifler Türk etkisi taşır. Burada dokunan halılar oldukça yüksek düğüm yoğunluğuna sahip değerli İran halıları dır.
İran hakkında diğer yazılar için tıklayınız