Posta Gemisi Hurtigruten İle Kuzey Işıkları Avı
Fiyortların başkenti olarak anılan Bergen şehrini doya doya gezdikten sonra hepimiz heyecanla Hurtigruten firmasına ait gemimize binme anını bekliyoruz.
Gemiye binmeden oldukça detaylı bir acil durum ve kurtarma brifingi veriliyor.
Norveç maceramız artık farklı bir amaç uğruna devam edecek. Hedefimiz Kuzey ışıkları.
Gemimizin adı da adeta şansın bizden yana olmasını ister gibi “Nordlys” yani Kuzey ışıkları.
2003 yapımı bu gemi insan ve kargo taşımacılığı yapan Hurtigruten firmasının iç dekorasyonu ve mefruşatları en yeni gemisi. Her yer pırıl pırıl.
Kulağıma tanıdık bir şarkı çalınıyor. Çocuklarımın en sevdiği çizgi film olan Postman Pat, Postacı Pat’in eğlenceli melodileri her ne kadar biz turist olarak bulunsak da aslında bir Posta Gemisinde olduğumuzun eğlenceli bir şekilde altını çiziyor.
Büyük bir heyecan ve merakla kendimizi kabinlere atıyoruz. Gemiyle ilgili sıkça duyduğumuz serzenişlerden bize göre en önemlisi kabinlerin küçüklüğü.
Kabinlerin hepsinde 1 tek kişilik yatak ve bir de onun karşısında açıldığında gerçek bir tek kişilik yatak olan koltuk var. Diğer büyük cruise gemilerindeki konforu beklemiyoruz ama oda yerleşim ve pratik kullanım açısından oldukça başarılı düzenlenmiş hakkını vermek lazım. Yatakların altında çok büyük olmayan valizlerin gireceği yerler var. Bu seyahate bir büyük valiz yerine iki orta boy ya da iki küçük valizle gelmek daha doğru, zaten bu detayla ilgili gemi gelmeden sizi uyarıyor. Odada yataklar hariç bir iskemle, makyaj masası ve arka arkaya 2 set halinde 5 askılık elbise koyabileceğiniz dolaplar var. Banyo uçak tuvaletine insan vücudu sığacak kadar bir ek yapılarak duş yerleştirilmiş gene küçük olmasına rağmen oldukça kullanışlı bir alan. Ayrıca yerden ısıtmalı ve tertemiz. Banyoda ve odada Türkiye’de kullandığımız prizlerden var yani telefon ve kameraları şarj ederken adaptör ihtiyacımız yok.
Geminin restoranlarının bulunduğu 4. Katta ve barlar ile açık kapalı seyir teraslarının bulunduğu 7. Katta ücretsiz ve tüm hafta gayet iyi çalışacak olan internet bağlantısı var.
Geminin tüm giriş çıkışları resepsiyonun bulunduğu 3. Kattan yapılıyor, girerken ve çıkarken oda kartlarınızı aynı diğer cruise gemilerinde olduğu gibi okutmanız lazım.
Gemini kalbi ise 4. Kat. Bizim gibi yemekleri dahil olanların kullandığı ana restoran, günlük indi bindi yapanların kullandığı a la carte restoran, bistro ve barlar hariç her gün Gemi Tatil Ekibi tarafından bir ya da 2 tane geçtiğimiz yerler ya da norveç ile ilgili ücretsiz sunumların yapıldığı konferans salonu var.
Gemi Tatil Ekibi aynı zamanda katılabileceğiniz ekstra turlarla ilgili organizasyonları yapıyor. Ülkeyi Bergen’den Kirkennes’e kat ederken toplam 36 limanda duruluyor ve hemen her gün için yapabileceğiniz bir tur var, yalnız bunları kesinlikle önceden ayırtıp ödememek lazım çünkü firmanın ön satış fiyatı gemiden yaklaşık tur başına 20-25 euro daha pahallı.
Gemide bana ilginç gelen 2 tur oldu. İlki Husky’lerle yapabileceğiniz bir kızak gezintisi. Ben şahsen bir hayvan sever olarak bu kiloyla kendimi zavallı köpeklere çektirdiğim için sonrasında oldukça vicdan azabı çektim. Diğeri de parkurun üzerinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan, North Cape yani Avrupa’nın en kuzey noktası. Bu iki turu kendi imkanınızla yapmak mümkün değil, diğerlerini zaten geminin yanaştığı liman şehrin merkezinde olduğu için yürüyerek yapabiliyorsunuz. Tur almanın bu ikisi hariç pek bir anlamı yok.
Gemiden hiç çıkmasanız bile manzaralar müthiş, gemi çalışanları oldukça cana yakın ve yemekler muhteşem.
Kısaca Hurtigruten firmasıyla herhangi bir gemiyi seçerek yapacağınız Norveç fiyortları turu asla pişman olmayacağınız bir seyahat deneyimi. Birde bizim gibi şanslı olur ve her gece Kuzey Işıkları’na şahit olursanız bir gezgin başka ne ister ki?
Norveç hakkıda diğer yazılar için tıklayınız