Arjantin’i Ağlatan Kadın: Evita Peron,
33 yıllık kısacık ama fırtınalı yaşamına sığdırabildikleri ile ölümünden sonra bile şöhretini koruyan Eva Peron, günümüzde hala şarkılar, filmler, kitaplar ve müzikallere konu olmaya devam ediyor. Halkın sevgisini ifade eden Küçük Eva anlamındaki Evita ismiyle bütünleşen Eva Peron bugün Arjantin denince ilk akla gelen isimlerden. Ölümünün 60. Yılı olan 2012’de Arjantin’de banknotlara portresi basılan ilk kadın olma unvanını elde ederek hala adından sıklıkla söz ettirmektedir.
Eva, 7 Mayıs 1919 yılında annesinden başka bir kadınla evli olan babasının istememesine rağmen dünyaya geldi. Zaten babası onu asla kabul etmeyecek ve pek görmeyecektir.
15 yaşında fakirlikten kurtulmak, çektiği acılara son verebilmek ve en önemlisi saygın biri olabilmek adına doğduğu Los Toldos’tan Buenos Airese gitmek üzere kaçar.
Umduğunun aksine Buenos Aires’te ona hiç iyi davranmayacaktır. İş bulmak sandığından çok daha zor olur, aç ve perişan günler geçirir. Çok düşük bir maaşla bir radyo evinde çalışmaya başladıktan sonra kazancını arttırabilmek için kabarelerde küçük roller almaya başlar.
Yeteneği sayesinde radyo, kabare ve tiyatro üçgeninde gün geçtikçe yükselecek ve adını duyuracaktır. 1943 yılına gelindiğinde hem artık adı oyunculuk yeteneği ile hem de radyo programlarıyla anılmaktadır. Hatta o dönem için rekor denilecek bir ücretle radyodaki kontratını yenilemiştir.
1944 yılında o yıl yaşanan San Juan depreminin yaralarını sarmak için Luna Park stadında organize edilen yardım etkinliğinde kendisinden 24 yaş büyük Albay Juan Peron ile tanışması onun hayatını değiştirecektir.
Eva ile tanıştığı dönemde yönetime yapılan darbede aktif rol alan Albay Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevini sürdüren albay zekasından ve ışığından etkilendiği bu genç kıza bakanlıkta sendikalar sekreterliğinde iş teklif eder. Bu onların yakınlaşmasındaki dönüm noktasıdır.
6 yıl önce eşini rahim kanserinden kaybetmiş Albayın kalbi boştur. Eva gençliği ve güzelliği ile onun gözlerini kamaştırmaktadır. Ayrıca 1945 yılında sivil darbeyle tutuklanan albay Peron özgürlüğüne de hiç ummadığı bir şekilde, sevgilisi Eva’nın sendikaları organize ederek başlattığı grevler sayesinde kavuşacaktır. Albay hapisten çıktıktan bir kaç gün sonra da Eva ile evlenir.
Bir çok kaynak ve ikilinin yakın çevresi, çiftin aslında birbirlerine büyük bir aşkla bağlı olmadıklarından söz eder. Aslında bu evlilik ikisinin de hayatındaki önemli eksikleri gidermeye yönelik bir ihtiyaçtır. Arjantin Devlet Başkanlığına hazırlanan Albay Juan Peron’un halkın gözünde kadın düşkünü imajından kurtulması ve başkanlığı süresince yanında duracak güçlü bir kadına ihtiyacı vardır. Eva ise çektiği yoksulluktan ve gayrimeşru bir çocuk olarak büyümüşlüğün travmasından, ancak Juan Peron gibi zengin, güçlü ve üst sosyal sınıftan biriyle evlenerek kurtulacaktır.
Bu evlilikten sonra ikilinin hayatı gittikçe daha ilginç bir hal almaya başlayacaktır. 1946 yılında yapılan seçimlere adaylığını koyan Juan Peron şubat 1946 da Arjantin Devlet Başkanı olur. Eva’nın bu dönemde halkın kalbini kazanan tavırları ve zekâsıyla yaptığı küçük ayarlar, yaptığı konuşmalarda bıraktığı etki Juan Peron’un kazandığı seçimde büyük etkendir.
Eva eşinin devlet başkanlığı yaptığı dönemde de hep onunla birlikte hareket edecek ve siyasette aktif rol alacaktır.
Eva seçimlerden sadece 3 gün sonra halka seslendiği teşekkür konuşmasında önce Arjantinli kadınlara kendisine verdikleri destek için teşekkür etmiş sonra da onlara hayatta ve politikada kadınlara eşitlik konusunu çözeceğine söz vermiştir. Bu konuşmadan bir kaç hafta sonra da Arjantin’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesiyle ilgili yasa tasarısının hazırlanmasında önemli rol alan Eva, büyük muhalefete rağmen 1947 yılının Eylül ayında bu kanun kabul edilmesinde de başrol oyuncusudur.
Eşinin başkanlığı döneminde kurduğu ve başına geçtiği Eva Peron vakfı, onun Evita ismini almasında en önemli etkenlerden biridir. Halk bu dönemde ona adeta bir Azize gibi tapmaktadır. Eva Peron vakfı ile Evita tüm yoksulların ve işçilerin sevgilisi durumundadır.
1949 yılında gene kendi kurduğu Peronist Kadın Partisi projesini hayata geçir ve bu partinin başkanlığını yürütmeye başlar.
Yalnız Eva’nın ciddi bir sorunu vardır, bu genç, hırslı ve başarılı kadının ağrıları dayanılmaz bir hal almış böylece rahatsızlığını gizleyemez duruma gelmiştir. Eşinin zorla gösterdiği doktorlar kendisine o uğursuz teşhisi koyarlar. Kader bir kez daha Albay Peron’u hedef almıştır. Eva ‘da aynı ilk eşi gibi rahim kanseridir ve durumu gün geçtikçe daha ümitsiz bir hal almaktadır.
Evita kadınların ilk oy kullandığı seçim olan 1951 seçimlerinde 00001 numaralı seçmen olarak hastanede oyunu kullanır.
Eva Arjantin tarihinde ilk kemoterapi uygulanan kadın olmasına rağmen, dünyanın en ünlü onkologu Amerikalı George Pack tarafından ameliyat edilmesine rağmen hayata tutunamaz ve tüm halkın gözyaşları arasında 26 Temmuz 1952 yılında akşam saat 10.25’te sadece 33 yaşında hayata gözlerini yumar.
Arkasında bıraktığı ölmeden önce yazdığı iki kitaptan ilki olan “Hayatımın Anlamı’ nda” hayatını şu iki cümleyle özetlemektedir: Bugünkü hayatımı, neler hissettiğimi anlamak için hayatımın ilk yıllarına, ilk hissettiğim duygulara dönmek gerekir. Her yaşadığım haksızlık hayatımda derin yaralar açmıştır ve kalbimin derinliklerinde bu haksızlıklara karşı duyduğum öfke tüm hayatımı yönlendirmiştir.
Evita’nın ölümü sonrası milyonlarca insan yas tutuyor, 3 gün kimse çalışmıyor ve 30 gün ulusal yas ilan ediliyor. Cenaze kortejine 2 milyondan fazla insan katılıyor ve yaklaşık 300 kişi izdihamdan yaralanıyor.
Cenaze öncesi ve sonrası çekimler için 20th Century Fox firması ve yönetmen Edward Cronjager görevlendiriliyor. Sonrasında bu çekimlerin birçok belgeselde de kullanıldığını göreceğiz.
Evita’ya olan halkın bu bağlılığından daha fazla faydalanmak için olsa gerek eşi Juan Peron onun mumyalanmasına karar veriyor. Mumyalama işi için Viyana Üniversitesi Anatomik Patoloji mezunu mumyalama konusunda tecrübeli Doktor Pedro Ara görevlendiriliyor. İki yıl civarı süren mumyalama çalışmasında Evita’nın yüzünün hastalık öncesi parlaklığına ulaştırılmak için zamanın çok ilerisinde tekniklerle mumyalama yapıldığı bilinmektedir.
İktidardan düştüğü güne kadar evinin başköşesinde tüm davetlerde görülecek şekilde Evita’nın mumyasını saklayan Juan Peron’un evinden Evita’nın mumyası 1955 yılında askerlerce alınır. Mumyanın bir kaç yıl gerçekten zor şartlar altında saklandığı bilinmektedir. Kimi dönemi kamyon kasasında sokaklarda, kimi dönemi askeri depolarda saklanarak geçiren mumya 1957 yılında Vatikan’ın çabasıyla Milan’a getirilir ve artık huzura kavuşması için başka bir isimle gömülür.
1970’lerde mumyayı ülkeye tekrar getirme fikri ortaya çıkar ve bunla ilgili en net çalışma da 1971 yılında General Lanusse tarafından yapılır. Generalin emriyle izi bulunan mumya Milan’da ki mezardan çıkarılır. Genel olarak iyi durumda olsa da bir parmağının eksik ve vücudunda bazı ezikler olduğu belirlenen Evita’nın bedeni Arjantin’e getirilip ciddi bir tamirat görür.
1974 yılında tekrar Başkan seçilen Juan Peron 1975 yılında kalp krizi sonucu ölür. Juan Peron’un ölümüyle yerine başkanlığa geçen üçüncü eşi Isabelle Peron, Evita’yı Buenos Aires’teki dünyanın en ünlü mezarlıklarından biri olan La Recoleta’da ki Peron aile kabristanına gömdürür ve Evita’nın bedeni nihayet huzura kavuşur.
Arjantin hakkında diğer yazılar için