Hint Uygarlığı

Hint Uygarlığı Hakkında Kısa Bilgi

Hint uygarlığı, dünya tarihinin en büyük destanlarından biridir ve Hindistan’ın ilk Başbakanı Jawaharlal Nehru’nun şu sözünden anlaşılabileceği gibi  “Güçlü ama görünmeyen konuları bir arada tutan çelişkiler” olarak tanımlayabilir. Hint tarihi, ilerleyen bir eser olarak nitelendirilebilir.

Mark Twain, dünyanın ‘’Arkeolojik taşı’’ olan Hindistan’ı uygun bir şekilde tanımlıyor; “Hindistan, insan ırkının beşiği, insan konuşmasının doğuş yeri, tarihin annesi, efsanenin ve geleneğin büyükannesi. İnsanlık tarihindeki en değerli ve en öğretici materyaller sadece Hindistan’da hazine değeri olarak var oldu. ” diyor Twain.

Hint Uygarlığı, tarih ve kültürü Mezopotamya ya da Mısır kadar zengin olmasına rağmen sık sık gözden kaçırılmıştı. Son elli yıldaki arkeolojik kazılar, Hindistan’ın ünlü geçmişini ortaya çıkarmış ve dünyayı gezegenin en eski yerleşim bölgelerinden bir olduğunu gözler önüne sermiştir.

Balathal köyü (Rajasthan’daki Udaipur yakınında), Hint Uygarlığı’nın antik çağını gösteren M.Ö. 4000 yılına dayanıyor. 1962 yılından sonra Balathal keşfedildi ve 1990’den sonra kazılar başladı. Taş Devri; 500.000 ile 200.000 yıl önce başladı ve Tamil Nadu’daki son buluntular (C. 75.000 yıl önce, Toba Yanardağının patlamasından önce ve sonra) bölgedeki ilk anatomik insanların varlığına işaret ediyor. Arkeologlar, Chennai yakınlarındaki tarih öncesine ait (Attirampakkam) 1.5 milyon yıllık taş devri aleti keşfettiler. Bu keşif muhtemelen Afrika’dan Hindistan’a ilk insan ataları hakkındaki mevcut düşünceyi değiştirecektir. Paleolitik sahalarda Hint Uygarlığı’nın yarımadası eserlerle doludur. Bunlar, Tamil Nadu’daki Pallavaram, Karnataka’daki Hunsgi, Orissa’daki Kuliana, Rajasthan’daki Didwana ve Madhya Pradesh’deki Bhimbetka’da daha belirgindir. Proto-insanlar tarafından hazırlanan ve 2 milyon yıl öncesine tarihlenen aletler ülkenin Kuzeybatı kesiminde keşfedildi. Hint alt kıtasındaki Tunç Çağı, M.Ö. 3300 yıllarına kadar uzanır; bu dönemde, erken Indus Vadisi Uygarlığı vardır. Tarihi Hindistan’ın bir parçası olan bu bölge, Mezopotamya ve Eski Mısır ile birlikte dünyanın en eski, kent medeniyetlerinden biridir. Bu çağın sakinleri, metalürji ve el sanatlarında yeni teknikler geliştirdiler ve Dancing girl’ın bulunduğu mühürlerden ve heykellerden anlaşıldığı üzere bakır, bronz, kurşun ve kalay üretti. Harrappa önemli bir bronz çağ toplumdu; çeşitli tanrı heykelleri de bulundu.

Ülkeyi ilk işgal eden Aryanlardı. (Arı, saf olduğu iddia edilen beyaz ırk. İran ve Hindistan’daki beyazların tamamının atalarını oluşturduğu rivayet edilir.) M.Ö. 1500 yıllarında Kuzeyden çıktılar ve onlara güçlü kültürel gelenekler getirdiler. Onların konuştuğu en eski dillerden biri olan Sanskritçe, M.Ö. 12. yüzyıldan kalma Vedalar’ın (Aryan din edebiyatının tamamını içine alan bir terimdir. Hinduizm dinine inananlar için kutsaldırlar ve yine bu dine inananlar için açığa çıkmış bilgilerdir.) İlk belgelerinde kullanılmıştır ve halen kullanılmakta olan en eski kutsal metin olduğuna inanılmaktadır.

Vedalar, Mısır ve Mezopotamya’daki metinlerin yanında yaşayan en eski metinlerden bazılarıdır. Alt kıtadaki Vedik dönemi, M.Ö. 1500-500 yılları arasında sürdü ve Hint Uygarlığı’nın  ilk dönemlerinin Hinduizm ve diğer kültürel boyutlarının temellerini attı. Aryanlar (arı, saf olduğu iddia edilen beyaz ırk. İran ve Hindistan’daki beyazların tamamının atalarını oluşturduğu rivayet edilir.); Vedik (Hinduizm’in bir kolu olan Veda’ya inanan insanlardır)  uygarlığını Kuzey Hindistan’ın her yerinde, özellikle Ganget Düzlüğünde koydular. Toplum, “Brahmana” ya da en üstteki papazlar ve akademisyenler, “Kshatriya” ya da savaşçılar, daha sonra çiftçileri de içeren “Vaishya” dan oluşan “kast sistemi” olarak bilinen dört sınıfa ayrıldı.

Yazan: SUNA BAYKAM

Hindistan ile ilgili diğer yazılar için tıklayınız