Lev Troçki’nin İlginç Hikâyesi
Rus tarihinde belki de Lenin ve Stalin’den sonra en ilgi çekici isimdir. Ayrıca ülkemizde geçirdiği sürgün dönemi sayesinde Türk siyasi tarihinde oldukça meşgul etmiştir.
1879 yılında Güney Ukrayna’da doğduktan sonra gençlik dönem olan 1896 yılında dönemin popüler siyasi ideolojisi sosyalizm ile tanışır. 1897 yılında Çarlık polisi tarafından yakalanıp Sibirya’ya sürgüne yollanır. Burada tanıştığı bir mahkûmun adı olan Troçki’ yi 1902 yılında Viyana’ya kaçarken sahte pasaportunda kullanacak ve bu takma ad hayatının sonuna kadar eşlik edecektir.
Kaderi Türkiye ve Türklerle ilginç bir şekilde kesişecek olan Troçki 1909 yılında yazdığı kitabında Türklerden o kadar çok bahseder ki bu Türk sevgisi dostları arasında bile tepki bile çekmiştir.
Troçki 1917 devrimiyle Rusya’ya döndükten sonra Lenin’le birlikte ülkesi adına çalışmaya başlar. Bu sırada devrim karşıtı eski generaller ve Çar yanlıları tarafından ortaya çıkan Beyaz Ordu ile başa çıkabilmek için Rus silahlı kuvvetlerini düzenleme görevini yerine getirir ve efsanevi Kızıl Orduyu kurar.
1924 yılında Lenin öldükten sonra Stalin ile büyük bir iktidar mücadelesine girişir ancak Stalin siyasette çok başarılı ve rakiplerine karşı da bir o kadar acımasızdır. Troçki, Stalin’in girişimlerinin sonucu 1926 yılında önce Politbüro’dan çıkarılır sonra da İstanbul’a sürgüne gönderilir. O dönemki Türkiye hükumeti Troçki’yi suikast yapılmayacağı garantisi ve Kayseri’ye bir tekstil fabrikası kurulması karşılığında kabul edecektir.
Türkiye’ye ayrıcalıklı olmayan bir siyasi göçmen olarak gelen, Komünizmi yayma çalışmasına girmeden istediğini yazma ve yapma özgürlüğüne sahip Troçki’nin Atatürk’e yazdığı mektup ve o dönem İstanbul valisi Muhittin Üstündağ’dan aldığı cevap Türk siyasi tarihinde oldukça ünlüdür.
Troçki’nin, Sayın başkan Türkiye sınırlarına kendi dileğimle gelmedim. Rusya’dan çıkarıldıktan sonra dilini bildiğim bir ülkeye gitmeyi yeğlerdim ancak gönderenler gönderilenlerin bu isteklerine önem vermiyorlar. Olması gerekenler er ya da geç olacaktır. Marks’ın eğitimiyle tarihi sabırla izlemeyi öğrendim. En derin duygularımı kabul buyurunuz sözlerine Muhittin Üstündağ’ın yanıtı şu şekildedir
Mektubunuz Cumhurbaşkanımıza iletilmiştir. Sovyet Hükumeti sağlık sorunlarınız nedeniyle ülke dışında tedaviniz gerektiğini belirterek Hükümetimizden vize istemiştir. İyi ilişkiler sürdüğümüz dost bir hükümetin bu isteğini olumlu karşılamamız doğaldır. Sovyetler Birliğinden çıkış nedeninizi bilemeyiz ve bizi ilgilendirmez. Buradan istediğiniz ülkeye gitmekte serbestsiniz. Ülkemizde kalış sürenizi uzatmak isterseniz de Türkiye konukseverliğini sizden esirgemeyecektir. Polislerimiz kalacağınız süre boyunca sizin güvenliğiniz ile ilgili her türlü önlemi alacaklardır.
İstanbul’da yaptığı basın toplantısında “Türk ihtilalini takdir edenlerdenim, hatta çok yardım ettim, bunu muhterem Reisiniz ‘de bilir. “cümlesi gene onun ağzından çıkmış ilginç cümlelerdendir.
İstanbul’da ki Rus konsolosluğu misafirhanesinde bir süre kalan Troçki sonra İstiklal Caddesindeki Tokatlıyan otelinde konaklar. Ardından önce Bomonti’ de bir daireye sonra da İstanbul’da en sevdiği yer olacak Büyük Ada’ya taşınır. Büyük Ada’da ilk oturduğu yalı bir yangınla kül olunca kısa bir dönem Moda’ya taşınsa da İstanbul’da kaldığı son dönemi Büyük Ada’da bir yalıda geçirir.
Troçki 20 Şubat 1932 yılında Rus vatandaşlığından çıkarılır. 1932 yılında Danimarka Sosyal Demokrat Öğrenciler Birliğinin davetlisi olarak gittiği konferansa vatansızlara verilen Türk pasaportuyla gider.
Almanya ve İngiltere kendisine vize vermeyi ret eder. Aynı yıllarda İsmet İnönü ile Türk Rus ilişkilerinde yakınlaşma yaşanmaktadır. Suikast korkusuyla 1933 yılında İstanbul’dan ayrılır ve 2 yıl Fransa’da kalır. Buradan da sınır dışı edilince 2 yılını Norveç’te geçirir ve ardından ölene kadar kalacağı Meksika’ya sığınır.
Troçki Stalin hükümetini varlığı ile hep rahatsız etmiştir. 1940 yılında Meksika’da Stalin’in gizli servisinin adamı olduğu kabul edilen Frank Jackson tarafından kafasına buz kıracağı ile vurularak öldürülür.
Oldukça yakışıklı olan Troçki’nin hayatının son dönemi 1972 yılında başrollerinde Alain Delon ve Romy Schneider’in oynadığı “Meksika’ da Cinayet” filmiyle beyaz perdeye aktarılır. Filmde Troçki’yi Richard Burton, katili Frank Jackson’u Alain Delon canlandırmıştır.
Rusya hakkında diğer yazılar için tıklayınız