Timkat Festivali Gündüz Törenleri
Timkat Festivali Gündüz Törenleri
Timkat Festivali süresince tam bir şenlik havası içinde ilerleyen kalabalık grubu izlemek oldukça keyifliydi.
Söyledikleri şarkılara, alkışlarla, ellerindeki ziller ve davullarla ritim tutan, bir kaç adım atıp sonra dakikalarca durarak bu şarkılara aralıksız devam eden , beyaz elbiseler içindeki yüzlerce kişi geniş kırmızı bir halının üzerinde ilerliyordu.
Öndeki beyaz elbiseli gençleri, biraz arkadan, nispeten daha yaşlılardan oluşan küçük bir grup takip ediyordu.
Renkli pelerinleri değerli taşlarla süslü, rengarenk kadife şemsiyeler ve ellerindeki bronz tütsü buhurlukları sallayarak ilerleyen uzun sakallı rahiplerden oluşan küçük grup size sanki bir masalın içindeymişiniz hissini veriyordu.
Yolun kenarına dizilmiş askerler seyircilerin fotoğraf çekerken gruba fazla yaklaşmaması için uğraşıyor aynı zamanda arkadan toplanıp öne sermek için götürülen kırmızı halıya da yol açıyordu.
Rahiplerin taşıdığı renkli kadife ÅŸemsiyelerin altında Etiyopya’lıların Tabot adını verdiÄŸi kutsal emanet sandığı özenli bir ÅŸekilde rahiplerin baÅŸlarının üstünde taşınıyordu.
Bugünkü Etiyopya ve Yemen olarak gözümüzün önüne getirebileceÄŸimiz, tarihteki ünlü krallık “Saba” ve onun kraliçesi Belkıs’a kadar giden efsanenin bir parçası gözlerimizin önünde cereyan ediyordu.
Belkıs’ın, bilgeliÄŸini ölçmek için büyük hazinelerle Kral Süleyman’ ı ziyaretinin yıllar sonrası aralarındaki aÅŸkın meyvesi Menelik’in babasını tanımak için Kudüs’e gidiÅŸi, onun yaÅŸlı babasının yerini almasından korkan Kudüs ileri gelenlerinin Süleyman’ı oÄŸlunu geri yollamaya ikna ediÅŸi, ve bu dönüş yolunda ona eÅŸlik eden ülkedeki asillerin büyük erkek çocuklarından birinin, üzerinde kutsal 10 emir yazan taÅŸ levhaların bulunduÄŸu Ahit Sandığını çalması efsanenin ilk parçalarını oluÅŸturuyor.
Günümüzde Menelik’in çalınan ahit sandığını geri göndermeyip Aksum bölgesinde tuttuÄŸuna ve ülkenin hıristiyanlığı kabulü sonrası bu kutsal emanetin Zion Meryemi Kilisesinde sadece baÅŸ rahibin görebileceÄŸi bir ÅŸekilde korunduÄŸuna aynı zamanda da ülkedeki tüm önemli kiliselere birer kopyasının yollandığına inanılıyor.
Gökyüzünde çok parlak bir yıldızı görüp takip eden üç müneccim kral: Saba ülkesinden Gaspar, Arabistandan Melchior ve Mısır’dan Balthazar, Kudüs’ten geçip Beytlehem’de uzun yolculuklarını Ä°sa’nın doÄŸduÄŸu gece tamamlarlar. Ä°sa’ya tapınıp hediyelerini sundukları gün yani Ä°sa’nın doÄŸum günü tam olarak bilinmemekle birlikte zaman içinde katolik, protestan ve rum ortodokslar 25 aralığı, Ermeni Gregoryenler 6 ocağı, Slav ve Etiyopya ortodoksları 7 ocağı Ä°sa’nın doÄŸumu olarak kabul eder ve Noel adıyla kutlarlar. Ä°sa’nın doÄŸumundan sonra Ãœrdün (Åžeria) nehrindeki vaftizine kadar geçen süre ise 12 gündür. Ortodokslar, bu vaftiz ve sonrasında kötü ruhları uzak tutmak için Ä°sa’nın doÄŸumundan itibaren 12 gün boyunca yanında sönmeden yanmış ateÅŸin nehirden alınmış kutsanmış suyla söndürülmesini Epifani bayramı ya da diÄŸer adıyla 12 gün bayramı olarak kutlarlar.
Burada tüm efsaneler ayrı bir yerel efsane ile birleÅŸiyor, ve zaman tüneli bizi bu sefer Ä°sa’dan sonra 12. Yüzyıla atıyor.
DoÄŸumu sırasında arılar tarafından etrafı kaplanan ve kaderinin ülkeyi yönetmek olduÄŸuna inanılan bebeÄŸe yerel dilde “Krallığı Arılarca Kutsanan” anlamında Lalibella ismi konuyor.
Kral Lalibella müslümanlarla yapılan savaÅŸlardan dolayı Kudüs yolculuÄŸuna çıkamayan hacı adayları için 2630 metre yükseklikte ve kendi adını taşıyan Lalibella ÅŸehrinde Kudüs’teki Ãœrdün nehrinin iki yanına yayılmış 11 tane kilisenin birer kopyasını ve aralarından geçen Ãœrdün nehrini temsil eden bir kanalı kayalara oydurtuyor.
İşte günümüzde bütün bu efsanelerin ışığında 12. Yüzyıldan bugüne her sene 19 ocak ta başlayıp 20 ocakta son bulan Timkat festivali Etiyopyanın bir çok bölgesinde büyük bir coşkuyla kutlanmaya başlıyor.
Yaklaşık yarım gün süren bu ÅŸarkılar eÅŸliÄŸindeki yürüyüş genelde öğlen baÅŸlayıp akÅŸam üzeri diÄŸer kiliselerden gelen Tabot’ların da toplandığı meydanda son buluyor.
Addis Ababa’nın merkezine yakın bu meydanın ortasında yaklaşık 50 metreye 50 metrelik demir duvarlarla çevrili bir alanın içindeki küçük havuzun hemen yanındaki sunaÄŸa konan bütün Tabotlar sıkı bir koruma altında tören saatini beklemeye baÅŸlıyor.
Yorumlar kapalı.